2018 kışında, Türk kuvvetleri Suriye’nin Afrin bölgesine ilerlerken, başka bir önemli savaş daha sürüyordu—bu kez dijital dünyada. Günlük ortalama 252.047 sosyal medya paylaşımı ile Zeytin Dalı Harekâtı, modern çatışmaların yalnızca fiziksel cephelerde değil, aynı zamanda siber alanda da yürütüldüğünü gözler önüne serdi. Başarı artık yalnızca toprak kazanımlarıyla değil, iletişim uzmanlarının “diyalojik endeks” olarak adlandırdığı ölçütlere göre de değerlendiriliyordu[1].
Tweetler Antlaşmalara Dönüştüğünde: Dijital Diplomasinin Gücü
Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı hikâyesi yalnızca askeri manevralardan ibaret değil; modern dijital diplomasinin vaatleri ve tuzakları üzerine bir ustalık sınıfıydı. 2016 yılından bu yana Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları—Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı—sadece askeri stratejilerde değil, aynı zamanda uluslararası kamuoyuna anlatım biçiminde de bir dönüm noktasını temsil etti.
Dijital diplomasi, yanlış bilgileri kesen bir tarafı ve anlayış köprüleri kuran diğer tarafıyla iki ucu keskin bir kılıca benzetilebilir. Bu yeni ortamda her tweet, paylaşım ve dijital etkileşim, Türkiye’nin mesajını dünyaya taşıyan bir diplomatik kanal potansiyeline dönüştü.
Sayılar Bir Hikâye Anlatır: Verilerle Dijital Diplomasi
Zeytin Dalı Harekâtı’na dair istatistikler oldukça açıklayıcıdır. Analiz edilen 112.375 sosyal medya etkileşiminin %78’inden fazlası, diyalojik iletişim için temel kriterleri karşılamadı. Bununla birlikte, Türk devlet kurumları operasyon süresince etkileyici bir dijital varlık sergiledi. Popüler etiketler (#Afrin, 3,2 milyon kez kullanıldı; #AfrinOperasyonu, 1,6 milyon; #ZeytinDalıHarekâtı, 1,2 milyon) dijital alana hâkim oldu.
Ancak, görünürlük her zaman etkileşim anlamına gelmiyor. Kamu diplomasi aktörleri, izleyicilerle anlamlı iki yönlü etkileşimler kurma konusunda yalnızca %3,04 başarı oranına ulaştı. Medya aktörleri, ziyaretçileri elde tutma (%11,39) ve geri dönüş ziyaretlerini teşvik etme (%12,32) konusunda biraz daha iyi performans gösterdi. Ancak bu rakamlar, dijital platformların diplomatik etkileşim için sunduğu muazzam potansiyelin yeterince kullanılmadığını da ortaya koyuyor.
Jeopolitik Satranç Tahtası: Zemin Hazırlığı
Zeytin Dalı Harekâtı, boşlukta gerçekleşmedi. Daha önceki Fırat Kalkanı Operasyonu’nu takip eden bu harekât, Türkiye’nin güney sınırında terör örgütü PYD kontrolünde bir koridor oluşumuna karşı verdiği tepkilerin devamı niteliğindeydi. Operasyonlar, yalnızca Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamakla kalmadı, aynı zamanda Suriye iç savaşının getirdiği tehditlere karşı uluslararası meşruiyet kazandı.
Ancak, bu operasyonları geleneksel askeri operasyonlardan ayıran şey, anlatıların şekillendiği ve kazandığı ya da kaybedildiği sosyal medya platformlarında ustalık gerektirmesiydi.
İnsan Unsuru: Dijital Diplomaside Rakamların Ötesine Geçmek
Zeytin Dalı Harekatı’ndaki dijital strateji, modern çatışmalara dair daha geniş bir gerçeği ortaya koyuyor: askeri başarı, giderek dijital alanda kalpleri ve zihinleri kazanmaya daha fazla bağlı hale geliyor. Türk kuvvetleri yalnızca fiziksel düşmanlarla değil, aynı zamanda rakip anlatılarla, yanlış bilgilerle ve küresel bir izleyici kitlesine harekâtı haklı gösterme zorluklarıyla mücadele ediyordu.
Geleneksel diplomatik mesajlar ile gerçek dijital etkileşim arasındaki kopukluk, modern devlet yönetimindeki daha geniş bir zorluğun yansımasıdır. Kent ve Taylor’ın diyalojik teorisi; iletişimde karşılıklılık, empati ve riskin önemini vurgular—ilkelerin pek çoğu Zeytin Dalı Harekâtı sırasında uygulanmakta zorlanılmıştır.
Dersler: Monologdan Diyaloğa Geçiş
Zeytin Dalı Harekâtı, dijital diplomasinin geleceği için önemli dersler sunuyor:
- İki Yönlü İletişime Öncelik Verilmeli: Tek taraflı yayınların ötesine geçerek gerçek etkileşimleri teşvik edilmesi yerinde olacaktır.
- Dijital Eğitimlere Yatırım Yapılmalı: Diplomatik personeli dijital platformlarda başarılı olabilmeleri için eğitim alması gücümüzü artıracaktır.
- Hikâye Anlatımına Önem Verin: Türkiye’nin güvenlik kaygılarını, küresel kitlelerle yankı uyandıracak anlatılarla çerçevelemek yerinde olacaktır.
- Etkileşim Kalitesini Ölçün: Paylaşım sayısını artırmaktan ziyade, anlamlı etkileşimleri ölçmeye odaklanmak başarıyı katlayacaktır.
İleriye Giden Yol: Dijital Diplomasi 2.0
Dijital diplomasinin geleceği, yalnızca teknolojik yenilikleri benimsemekte değil, aynı zamanda diplomatik angajmana yaklaşımımızı temelden yeniden düşünmekte yatıyor. Araçlar elimizin altında; onları etkili bir şekilde kullanmak ise bizim elimizde. Bu, Türkiye’nin haklı davasını adım adım dünyaya anlatırken, diyalojik endeksin temel sorularına yanıt verebilecek içerikler geliştirmek anlamına geliyor.
Zihinlere ve Kalplere Uzanan Yeni Cephe
Küresel jeopolitiğin sürekli değişen sahnesinde, Türkiye, bölgesel güvenlik, terörle mücadele ve teknolojik yeniliklerin karmaşıklığını ustalıkla yöneten güçlü bir aktörü. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi sınır ötesi askeri operasyonları, stratejik vizyonunun önemli dönüm noktalarını oluşturuyor. Bu operasyonlar, sınırlarını ve vatandaşlarını koruma zorunluluğu ile şekillenirken, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel istikrar konusundaki daha geniş taahhüdünü de yansıtıyor.
PKK, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütlerinden gelen tehditlere karşı koyarak, Türkiye yalnızca kendi sınırlarını savunmakla kalmadı, aynı zamanda terörizme karşı küresel çabalara katkıda bulunarak çalkantılı bir dünyada direncin bir modelini sundu.
Ancak, modern çağda askeri güç tek başına yeterli değil. Savaş alanı, algıların şekillendiği, anlatıların gerçekliği etkilediği dijital alana taşındı. Türkiye’nin, diyalog kuran, dezenformasyonu çürüten bir yaklaşımla küresel topluluğu etkileşimde bulunmaya davet eden dijital diplomasi aracını ustalıkla kullanma fırsatı ve sorumluluğu bulunuyor.
Bu noktada cesur adımlar atılmalı. Türkiye’nin dijital platformları, veri odaklı anlayışla güçlü görselleri birleştirerek tartışmasız bir anlatı sunan dinamik hikaye anlatım merkezlerine dönüşmelidir.
Sosyal medya stratejileri, etkileşimi teşvik etmeye, yalan haberlere hızlı yanıt vermeye ve tutarlılık ile güven inşa etmeye öncelik vermelidir.
Türkiye, dijital cephaneliğini keskinleştirirken, bu yeni diplomasi alanında liderliği yeniden tanımlayabilir.
Ancak zorluklar büyüktür. Yapay zekâ teknolojileriyle üretilen dezenformasyon özellikle de GAN tabanlı derin sahte (deepfake) içeriklerin yayılması, güvenilirliği sarsma potansiyeli taşıyan sinsi bir dezenformasyon katmanıdır. Türkiye, güçlü teknolojik yetenekleriyle; bu zorluğun üstesinden yapay zekâ destekli tespit araçları geliştirerek, küresel teknoloji şirketleriyle ittifaklar kurarak ve kamuoyunu sahte ile gerçeği ayırt edebilmesi için eğiterek gelebilir. İnovasyon ve eğitimi birleştiren bu çift yönlü yaklaşım, Türkiye’yi giderek daha aldatıcı hale gelen dijital ortamda gerçeğin savunucusu olarak öne çıkarabilir.
Bu çabaların merkezinde ise diyalojik indeks yer alıyor: monolog yerine anlamlı, iki yönlü iletişimi savunan bir strateji. Türkiye bu yaklaşımı benimseyerek, kültürel ve ideolojik farklılıkları aşan içerikler üretebilir, küresel etkileşimi teşvik edebilir ve zararlı anlatıları çürütebilir. Türkiye’nin yalnızca hikayesini anlatmakla kalmayıp, dünyayı mücadelelerini, arzularını ve sarsılmaz kararlılığını anlamaya davet ettiğini hayal edin.
Türkiye, geleceğine doğru ilerlerken, egemenliğini koruma, barışı ilerletme ve terörle mücadele etme konusundaki sarsılmaz bağlılığı ilham kaynağı oluyor. Bu yolculuk yalnızca Türkiye’ye ait değil; tüm ulusları yenilikçiliği benimsemeye, demokratik değerleri savunmaya ve daha güvenli ve adil bir dünya inşa etmek için iş birliği yapmaya çağırıyor. Türkiye’nin vizyonu, bize, ortak bir amaçla hareket ettiğimizde en zorlu engelleri aşma gücünü bulabileceğimizi hatırlatmalıdır.
Harekete geçme zamanı, sadece Türkiye için değil, dönüşümün eşiğinde olan küresel topluluk için de şimdi. Birlikte, egemenliğin saygı gördüğü, gerçeğin hâkim olduğu ve barışın ortak bir gerçeklik haline geldiği bir gelecek inşa edebiliriz.
Derin bir nefes alın. Dünya sizi dinliyor.
Peki, siz buna hazır mısınız?
[1] Bu makaledeki Zeytin Dalı Operasyonu’na ilişkin veriler doktora tezimden alınmıştır: Avşar, Bahadır (2021). Diyalojik halkla ilişkiler bağlamında dijital diplomasi: Zeytin Dalı Operasyonu (Doktora tezi). Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.