Jerusalem Post’un editörünün 23.07 2011 tarihinde kaleme aldığı ve İsrail’in resmi gazetesi hüviyetindeki gazetenin ortaya koydukları düşündürücüdür. Filistin sorunu ve Filistinlilerin özgürlük hareketleriyle karşılaştırma yaptıkları her iki sorun da gerçeklerin çarptırıldığı görülmektedir.
Biz de insaf çerçevesinde her iki sorunu karşılaştırma yoluna giderek kısa bir fikir jimnastiği yapalım. Türkiye’nin Kürt vatandaşları ile İsrail’in vatandaşlık haklarına sahip olmayan Filistinlilerin durumu aynı mıdır? Filistinlilerin ülkesini İsrail işgal etmiş ve onları açık bir hapishane içerisine hapsetmiştir. Filistinlilere ait hiçbir yerleşim birimine İsrail askerlerinin kontrolünden geçmeden girilememektedir.
Kürtler için aynı şey söz konusu mu dur? Malazgirt’ten bu tarafa birlikte yaşama kültürü içerisinde ortak kader birliği içerisinde olmuş iki halkın temsilcileri olmamışlar mıdır? Bizans’a karşı da Haçlı Seferlerine karşı da Çanakkale de tek dişi kalmış canavara karşı da birlikte savaşmış birlikte ölmemişler midir? Misak-ı milli sınırlarını birlikte kurup birlikte aynı birikimi paylaşmamışlar mıdır? PKK hareketinin mantıki gerekçelerini sorguladığımız zaman şartlar İsrail’in Filistin işgali ile aynı çerçevede mi dir?
Türkiye’deki Kürtleri temsil etmeyen bir terörist grup Türkiye’ye karşı planlamaları olan birkaç ülkenin desteğiyle saldırılar gerçekleştirmektedir. Jerusalem Post’un editörü Birinci Dünya Savaşından sonra Ortadoğu’yu bölen güçlerin Kürtleri böldüğünü dile getirirken tarihi çarpıtmaktadır. Birinci Dünya Savaşından önce de sonra da Kürtler Osmanlı devleti içerisinde Türklerle aynı haklara sahip bütün bir ülkenin vatandaşlarıydı. Gerek Osmanlıda gerekse Cumhuriyet sürecinde tüm eğitim sistemleri, tüm meslekler, tüm kariyerler vatandaşlık sistemi içerisinde eşit haklara sahip olmuşlardır. Oy kullanma seçme ve seçilme haklarına geçmişte olduğu gibi bugün de serbesttirler.
Filistinliler İsrail’de oy kullanabiliyorlar mı? İsrail kimliği taşıyan Filistinliler bile İsrail vatandaşlarıyla eşit midirler? İsrail’in yaptığı gibi milyonlarca Filistinliyi göçe zorlayıp onların toprakları ve arazileri üzerine yerleşimlerinin bir örneği Türk tarihinde mevcut mudur? Halen Settlement’ların Filistinliler’in evlerine ve arazilerine hiçbir hukuki gerekçeleri olmadan üzerine konmaları sonrada yavaş yavaş yayılarak siteler kurma hareketleri bir gasp değilde nedir? Hangi Kürt vatandaşının evini arazisini tüm servetini gelip de bir Türk vatandaşı gasp etmiştir? İsrail’in 1974 yılından itibaren sistemli ve planlı olarak gerçekleştirdiği yerleşimci adı altında Settlementler’in yaptıklarını dünyaya şimdilik yutturabilir? Ama bir gün hakların iadesi söz konusu olduğunda neredeyse sahip oldukları evlerin arazilerin hepsini geri iade edebilir?
Selçukludan Osmanlıya ta Türkiye cumhuriyetine kadar böyle bir uygulamayı bırakın Türklerin Kürtlere yapmasını Müslüman Türkler ve Kürtler ne Yahudiler ne Hıristiyanlara ne de diğer din mensuplarına uygulamışlar mıdır?
Editör Yahudilerin uzun süre çile çekmelerinden bahsederek mevcut varlığının bir egemenliği hak edişiyle Kürt hak edişini karşılaştırma cehaletini göstermekten de çekinmiyor. Tarih boyunca Müslümanlar Yahudilere hiçbir eziyette bulunmuşlar mıdır? H.z Ömer’in Kudüs’e verdiği ahidnameden Fatih Sultan Mehmet’e Kanuni Sultan Süleyman’a II. Abdülhamid’e kadar verilen resmi güvencelerle tüm hakları ve inançları güvence altına alınmamış mıdır? Yahudilere tarih boyunca zulmü Hıristiyanlar yapmıştır. Yahudi kurnazlığıyla bu zulümlerin faturasını genelde Müslümanlara özelde Filistinlilere fatura etmesi tarihi çarpıtmaktan başka nedir?
Editör, Türkiye ve İran’ın birçok Kürt ayaklanmasını acımasızca bastırmasından dem vurarak Kürtlerle Filistin meselesini tekrar karşılaştırma yoluna kurnazca sapıyor? Şurasını gene bilerek çarpıtıyorlar. Türkiye’deki Kürtlerin hepsi Türkiye’den ayrı bir devlet kurmak niyetinde değillerdir. Oysaki tüm Filistinliler İsrail’den ayrı bir devlet kurma niyetindedirler. Aslında tamamen İsrail varlığını reddetmektedirler ama 60 yıllık yaşanalar sonucu en azından İsrail varlığını kabul etme zorunluluğuna boyun eğmiş ve zoraki ayrı bir devlet kurma amacında olmuşlardır. İsrail bunu da ret ederek işgal ettiği tüm ülkenin tek sahibi olarak kendisini ilan etmekle birlikte bu görüşünü de tüm dünyaya dayatmaktadır.
Görülen o ki son zamanlarda gerilen İsrail Türkiye ilişkilerine karşı İsrail atağa geçme hazırlıklarındadır. Bu sebeple Kürt meselesini gündeme getirerek Türkiye’yi hem kendi içinde hem de dünya kamuoyunda zora sokmaya çalışmaktadır.
Jerusalem Post’un editörü önemli bir ayrıntıyı unutmuş görünmektedir. Türkler amca çocukları Kürtlere akrabalık bağı içerisinde hem İslami emirler dahilin de hem de Türk geleneği içerisinde muamele etmektedir. Kürtler de Türklere aynı hassasiyet içerisinde ve aynı düşüncededirler. Yahudiler kendi amca çocukları Filistinlilere yaptıklarını örtbas etmek için ortaya koyduğu örneklendirme de hiçbir dayanağı yoktur. Evet, bizim bir PKK sorunumuz vardır. PKK, tüm Kürtleri temsil etmediği gibi Kürt halkına da çok büyük zararlar vermektedir. Biz bu sorunu eninde sonunda Türk-Kürt işbirliği içerisinde çözeceğiz. Peki İsrail Türkler bir gün Müslüman kardeşleri Filistinlilere tam desteğini sunduğunda kendisi ne yapacaktır. Jerusalem’de yayınlanan bu makaleyi İngilizceden çevirerek oynanmaya çalışılan oyuna dikkatlerimizi çektiği için Hasan Dereli’ye teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Yar. Doç. Dr. İbrahim Ethem POLAT