Siyasal Propaganda Aracı Olarak Medyanın Kullanımı

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye’de sosyal medya kullanımını siyasal katılım sürecindeki etkisinin gün geçtikçe artması, küreselleşme bazında büyük bir öneme sahiptir.

Türkiye’de seçimleri konu edinen siyasal iletişim analizleri hem siyasal yaşamın hem de yakın zamanda gerçekleşmiş toplumsal hareketlerin propaganda ile ilişkisi kitleler bazında incelenmiştir. Siyasi partilerin ve liderlerin seçmenlerine ulaşmada sosyal medya araçlarını ne kadar etkin kullanmaya çalıştıkları ve sosyal medyanın siyasal aktörler açısından önemi 30 Mart seçimleri ile daha belirgin hale gelmiştir. Bu hususta Siyasal katılım sürecinin gelecekte daha aktif bir rol oynayacağını, küresel hareketlerin de sosyal medya ile rejimleri değiştirebilme gücü artacaktır. Hızlı iletişimin getirdiği bilinç ve duyarlılığın sosyal medya ile yeni bir devrin başladığını analiz ederek propagandanın da bu husustaki etkisi irdelenmeye çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Siyasal İletişim, Sosyal Medya, Propaganda, Psikolojik Savaş, 30 Mart Seçimleri

 Giriş:

Sosyal medyanın gelişen teknoloji ve internet kullanımı arasındaki ilişki, medyanın politikleşmesi sürecinde siyasal katılımın artmış ve hızlı iletişimin getirdiği bilinç ve duyarlılık sosyal medya ile önem kazanmıştır. Sosyal medyanın toplumlar üzerinde bazı uygulamalarının olumsuz sonuçlar doğurması otokontrol ve denetim sorununu ortaya çıkarmıştır. Sosyal medya üzerinden propaganda, kitlelerin harekete geçirilmesi bağlamında 30 Mart yerel seçimleri ve oy toplama yarışındaki Twitter savaşı incelenerek, toplumsal vaat ve ideolojik hareketlerin etkisi ortaya konmaya çalışılmıştır.

Siyasal aktörler gözünden propagandalar incelenecek olursa; çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan önceden planlanmış mesajlar bütünü olarak da tanımlanır. Başka bir tanıma göre de propaganda ;“Başka insanların kabul etmesi ve beğenmesi istenen şeyin övülerek takdimi. Bu şey siyasi bir fikir, ideolojik bir görüş, bir inanç veya ekonomik bir olay olabildiği gibi kültürel, turistik ve sportif bir şey de olabilir. Propaganda bir doktrini yaymak, hedef millet veya kitleyi fikren kazanmak, karşı tarafın zihin ve psikolojisini arzu edilen tesire tabi kılmak için, teşkilatlı ve devamlı bir surette telkinlerde bulunmak ve faaliyet göstermektir.”[1] Buradan da anlaşılabileceği gibi medya ve propaganda arasındaki ilişki fikrin sunumu açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle günümüz koşullarında sunucuların çoğalması ve erişim kolaylığı, siyasal veya propaganda amacı taşıyan yayınlar, söylemler, eylemler geniş kitlelere ulaştırılabilmekte ve hedef kitleyi kolayca bulabilmektedir. Bu yönüyle toplumsal hareketler, devrimlerin veya isyanların önünü açabilmektedir. Propaganda ve siyasal iletişimin bu gücü özellikle rejimi korumayı düşünen politik aktörler tarafından kontrol altına alınmaya çalışılmakta ve bunu kendi konumları için gerekli görmektedirler.

Propaganda aynı zamanda bir siyasal iletişim türüdür. Ancak ideolojik olarak tehlikeli noktalara da vardığı söylenebilir. Spekülasyonlar veya Sübliminal savaşlar propaganda ile medya araçları eşliğinde geniş halk kitlelerine empoze edilmektedir. Örnek vermek gerekirse; Özellikle 2. Dünya savaşından sonra bunu önemi ve gücü anlaşılmış ve etkin bir şekilde kullanılmaya çalışılmıştır. İkinci dünya savaşı döneminde propagandaların yıkıcı etkilerini gören Hitler, bu gücü Almanya’da iktidarı ele geçirirken fark etmiş ve II. Dünya Savaşı sürecinde uluslararası propaganda yapmakta en aktif şekilde kullanmıştır. Öyle ki; Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Partisi, Alman medyasının neredeyse tamamını, tirajlar göz önüne alınırsa toplamda %96′sını kendi emelleri doğrultusunda kullanmış ve yönlendirmiştir.[2] Hal böyle olunca Naziler amaçlarına ulaşmak için propagandayı hayati bir araç olarak görmüşlerdir. Naziler klasik medyanın ne kadar etkili olduğunun farkındaydılar ve bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışarak her türlü bilgiyi yaymaya ve taraftar toplama girişiminde bulunmuşlardır. Bu noktada propagandanın kötü tarafı da vardır. Propagandalar Sadece siyasi partiler değil, farklı çıkar grupları da bu yolla kendi fikirlerini benimsetmeye çalışır. Propagandacı, kitlelerin hoşça vakit geçirmek için izlediği filmleri, televizyon programları, tiyatrolar gibi popüler kültür ürünlerini, kendi fikrini benimsetmek için ustaca kullanmaya çalışır. Başka bir görüşe göre ;” savaşın yarısının medya ve propaganda olduğu söylenebilir. Bunun adil olanı ise savaşın günümüzde %70’inin medya olduğudur. Geri kalan kısım ise askeri güç, siyaset ve maddi güç arasında bölünebilir. Bu oranlar değişebilir ancak hiçbir reel taksim medyanın savaştaki rolünü % 50’nin altına düşürmez.”[3] Böylelikle bölgelerde, ülkelerde veya uluslararası toplumda meydana gelen gelişmelerin medya aracılığıyla propaganda yaparak etkilemek, doğru veya yanlış, güçlü fikirler etkin araçlarla yönlendirilerek uygulanabilmektedir.

Propagandanın uygulama alanı psikolojik savaş esasında daha da büyük önem taşımaktadır. Yıpratma, moral bozma ve askerlerin isteklerini, arzularını, umutlarını kırmak için de kullanılmakta ve etkin bir şekilde de işe yaramaktadır. Soğuk savaş döneminde özellikle iki kutuplu sistemde başat aktör olan ABD ve Rusya’nın medya kullanılarak propaganda savaşlarıyla birbirlerini yıpratmaya çalışmaları soğuk savaşın seyrini bile değiştirmiştir. Bunun sonucunda Sovyet Rusya’sının bünyesindeki ulusların ayaklanıp ayrılmalarına bile zemin hazırlamıştır. 2014’ ün mart ayında çıkan konuyla ilgili bir habere göre ; “ Küba’daki komünist hükümeti yıkmak için ABD yönetimi “Twitter benzeri” bir sosyal paylaşım ağı kurulmasını savunmuş ve Beyaz Saray onayı gerektirmeyen gizli programın, Kongre’nin verdiği “yetkiyle” düzenlendiğini açıklamıştır. Associated Press ajansına göre, ZunZuneo adlı servis, internete erişimin kısıtlı olduğu dönemde 40 binden fazla kullanıcıya erişmiştir. Sosyal paylaşım ağı ile önce gençlerden oluşan bir izleyici kitlesi oluşturulması, daha sonra gençlerin hükümet karşıtı eylemler için örgütlenmesi amaçlandığına dikkati çeken Ajans, kısa mesaj hizmetine ABD hükümeti tarafından desteklendiğini bilmeden abone olan on binlerce kişinin Amerikan yetkililerin bir gün siyasi amaçlarla kullanmak üzere haklarında kişisel veri topladığının da farkında olmadığını belirtmiştir. Ülkedeki internet kısıtlamalarını delen ve “Küba’nın Twitter’ı” olarak tanınan sosyal paylaşım ağı, üyelerine siyasi gösteri düzenlemek için de kullanılabilen kısa mesaj hizmeti sunmaktaydı.”[4]Bu yöntemle hızlı ve kolay haber alma yöntemi oluşturularak eylemlere yönelik haber akışı kolaylaştırılmıştır.

Sonuç olarak; propaganda yöntemleriyle komünist rejim zayıflatılmaya çalışılmış ve propagandanın askeri boyutu da gözler önüne serilmiştir.

Savaşların meşru kılınması, geniş kamuoyu ile adaletsiz şekilde zemin hazırlanabilmekte veyahut askeri müdahaleler toplum gözünde farklı olaylar veya bilgilerle çarpıtılarak kara propaganda bile yapılmaktadır. Buna istinaden” Medya üzerinden pazarlanan değerleri kitleler, milli imbikten geçirmeden içselleştirmektedir. Çünkü kitle insanları ancak kendilerine ulaşan değerlerle amel edebilmektedir. Programların içeriği yönlendirme ve art niyetle doldurularak hedef kitlelere tarafsız gibi sunulmaktadır. “ [5] Bunun yönüyle propaganda, adaletsiz şekilde güç unsurlarını geride bırakarak çeşitli grupların medyanın üzerinde egemenlik sağlamaları günümüz koşullarında artarak devam etmektedir.
Genel olarak propagandayı toparlamak gerekirse; geniş halk kitlelerini siyasal veya sosyal konularda etkilemek, kendi ideolojileri benimsetmek veyahut savaş dönemlerinde karşı tarafı bilinçli bir şekilde etkilemek, yıpratmak, geniş kamuoyu oluşturmak, bazı olay veya olguları meşru kılmak amacıyla medya gibi geniş kitlelere ulaştırılabilecek araçlar vasıtasıyla kullanılan bir iletişim türüdür.

Sosyal Medya Kullanımının 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerine Etkisi

“Dünyada birey/seçmenlerin, siyasetçilerin ve siyasi partilerin önüne geçtiğini fark edip gerekli adımları atan ilk ülke Amerika Birleşik Devletleri (ABD) oldu. 4 Kasım 2008 tarihindeki Amerikan Başkanlık seçimlerine aday olan Barack Obama, “sosyal medyayı en etkili şekilde kullanan siyasetçi olarak tarihe geçmiştir. [6] Sonuç böyle olunca Türkiye’deki siyasetçilerin de sosyal medyayı kullanma ve seçmen toplama yarışı da önem kazanmış oldu. Ancak bu etki kendini en fazla Twitter’ da göstermiştir. Türkiyede Twitter hem adaylar hem de seçmenler tarafından en yayın kullanılan sosyal medya aracı olmuştur. Bunun en önemli göstergesi 30 Mart yerel seçimlerinde seçim hakkında 10,6 milyon tweet atılmasıdır. Şimdi ise; bazı siyasilerin attığı tweet ve takipçi sayılarının yerel seçimlerdeki oranını incelemeye çalışalım;

İstanbul büyükşehir belediyesi AKP başkan adayı kadir Topbaş’ın; takipçi sayısı 644.000,yerel seçimlerin son ayında attığı tweet sayısı 225 günlük ortalama tweet sayısı ise, 8 olarak göze çarpmaktadır. CHP adayı olan Mustafa Sarıgül’ün takipçi sayısı,434.000, yerel seçimlerin son ayında attığı tweet sayısı,775, günlük ortalama tweet sayısı ise,26 olarak görülmektedir. Yerel seçimlerden önceki bir hafta ve 30 Mart Pazar günü Twitter’a siyaset damgasını vurdu desek yerinde olur.[7] Buradan da anlaşılabileceği gibi en güçlü iki rakip arasındaki sosyal medya savaşı yerel seçimlerde en üst seviyeye ulaşarak medya üzerinden propaganda savaşına dönüşmüştür. Atılan tweet sayıları ve aynı zamanda siyasal aktörlerin azımsanmayacak takipçi sayıları sosyal medyanın gücünün siyasal iletişim üzerindeki etkisinin bir kanıtı olarak gösterilebilir. Siyasiler sadece Twitter değil, görsel basına da büyük önem vermişlerdir. Medya Takip Merkezi’nin, 1 – 28 Mart arasında 13 televizyon kanalı üzerinden yaptığı araştırmada 30 Mart yerel seçimlerinde, AK Parti 4 bin 35 reklam adedi ile en çok reklam veren siyasi parti olurken, 2 bin 725 reklam veren CHP ikinci, 136 reklam veren MHP ‘de üçüncü olmuştur.

Sonuç olarak, siyasi partilerin ve liderlerin seçmenlerine ulaşmada sosyal medya araçlarını ne kadar etkin kullanmaya çalıştıkları ve sosyal medyanın siyasal aktörler açısından çok büyük öneme sahip olduğu net bir şekilde görülmüştür. Yerel seçim döneminde yapılan çalışmaların kamuoyunda bıraktığı izlenimler ile yapılan seçim kampanyalarının sonuçları sosyal medya aracılığıyla önem kazanmıştır.

Sonuç:

Türkiye veya ABD’ de yapılan seçimlerde sosyal medyanın etkisi ve etkin kullanım çalışmaları siyasal partiler nezdinde incelemeye çalışarak oy toplama bağlamında sosyal medya araçlarının etkinlik düzeyinin paralellik gösterdiği görülmüştür. Bu bağlamda seçimleri konu edinen siyasal iletişim analizleri hem siyasal yaşamın hem de yakın zamanda gerçekleşmiş toplumsal hareketlerin etkisi ile propagandanın bu husustaki işlevi, kitleler bazında incelenmiştir. Siyasal katılım sürecinin gelecekte daha aktif bir rol oynayacağını ve bunun yanında hızlı iletişimin getirdiği bilinç ve duyarlılık, sosyal medya ile yeni bir devri başlatacağı ortaya çıkmıştır.

Cumali ÖZBEK

Kaynakça:

[1]http://propaganda.nedir.com/#ixzz2Ufu6x4d7

[2]http://www.somera.com.tr/tr/istanbul-buyuksehir-belediye-adaylarinin-twitter-karnesi/
(Erişim tarihi: 2014 )
[3]http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2012/09/120905_web_index.shtml (Erişim tarihi: 2014 )

[4]http://www.computerworld.com.tr/featured/turkiyenin-sosyal-medya-analizi/ ,( Erişim tarihi: 2014)

[5]http://news.yahoo.com/white-house-defends-cuban-twitter-stir-unrest-222510641.html , (Erişim tarihi: 2014)

[6] İnternet ve Mobil Pazar İstatistikleri – 2013 Q2 Türkiye Raporu , (Erişim tarihi: 2014) , http://www.connectedvivaki.com/turkiyede-internet-ve-mobil-pazar-istatistikleri-btk-2013-q2-raporu/ ,

[7]http://www.teknolojioku.com/haber/iste-rakamlarla-turkiyenin-facebook-twitter-vb-sosyal-medya-analizi-16009.html

Benzer Yazılar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu alana reklam vermek için tıklayın.

Kategorinin Çok Okunanları